Teknoloji, MS 79 yılındaki Vezüv Yanardağı patlamasında yanan parşömen üzerine yazılmış yeni ayrıntıları ortaya çıkarmaya devam ediyor.
Bir araştırma ekibinin “biyonik gözü”, Vezüv Yanardağı’nın patlaması sırasında karbonlaşan antik bir parşömende saklı binlerce yeni kelimeyi deşifre etti ve yeni metin, filozof Platon’un uzun süredir kayıp olan potansiyel ebedi istirahatgahına işaret ediyor.
Günümüzde “Papirüs Villası” olarak bilinen arazide bulunan 1.800 parşömenlik koleksiyon, MS 79 yılındaki tarihi Vezüv Yanardağı patlaması sırasında, sünger taşı ve kül katmanlarına gömülmeden önce neredeyse anında kül oldu. Son keşif, Julius Caesar’ın kayınpederine ait olduğuna inanılan antik Yunan kütüphanesine odaklanan devam eden küresel çabaların bir parçasıdır.
1792’de yeniden keşfedilmesine rağmen, karbonlaşmış parşömenin kırılganlığı ve kararmış yazılar nedeniyle metin hazinesine neredeyse tamamen erişilemiyordu. Ancak son yıllarda, Vesuvius Challenge gibi projelere katkıda bulunanlar, kömürleşmiş eserlerin potansiyel olarak paha biçilmez bilgilerini nihayet ortaya çıkarmak için çalıştılar. Şubat ayında projenin organizatörleri, bir ekibin makine öğrenimi yazılımı ve bilgisayarla görme programlamasının bir kombinasyonu yoluyla bir parşömen içindeki 2.000 karakteri başarıyla tercüme ettiğini duyurdu. Şimdi, ayrı bir grubun “biyonik gözü” daha da fazlasını ortaya çıkardı.
İtalyan haber kuruluşu ANSA’ya göre uzmanlar, kömürleşmiş malzemenin içini görmek için optik koherens tomografi (OCT) olarak bilinen nispeten yeni bir yaklaşımın yanı sıra kızılötesi hiperspektral görüntülemeyi kullandılar. OCT, genellikle optometristler tarafından gözün arka kısmını fotoğraflamak için kullanılan kesitsel, yüksek çözünürlüklü görüntüler kullanır. Ancak bu durumda, iki aracın birleştirilmesi, araştırmacıların karbon katmanlarını atlayarak, insan gözünün artık göremediği el yazısının soluk kanıtlarını tespit ederek parşömenin büyük bir bölümünü okumalarına olanak sağladı.
Şimdi, ekibin felsefe tarihindeki büyük bir gizemi, Platon’un mezarının yerini çözmeye yardımcı olduğu görülüyor. Bölümün tercüme edilmesinin ardından, Platon’un Atina’daki Platon Akademisi’nde İlham Perileri tapınağının yakınındaki bir bahçeye gömüldüğü anlaşıldı. Dahası, metin önemli filozofun hastalığa yenik düşmeden önceki son gecesini detaylandırıyor. Yüksek ateşten muzdarip olan Platon, ne yazık ki yakındaki bir müzisyenin flütle “tatlı notalar” çalarak kendisini rahatlatmaya çalışmasından hoşlanmamıştır. Parşömene göre, onların “yetersiz ritim anlayışını” eleştirecek kadar ileri gitmiştir.
Bu bölüm aynı zamanda Platon’un yaşamına dair revize edilmiş bir zaman çizelgesi sunarak filozofun M.Ö. 404 ya da 399 yılında köle olarak satıldığını belirtmektedir. Yeni keşiften önce tarihçiler onun M.Ö. 387 yılında köleleştirildiğine inanıyorlardı.
Araştırmacılar burada da durmuyor. Interesting Engineering’in belirttiği gibi, ekip 2026 yılına kadar daha ileri taramalar için “biyonik gözlerini” kullanacak, Vesuvius Challenge ise parşömenler hakkında daha fazla bilgi keşfetmek için kendi yöntemlerini izleyecek.
*Bu yazı A ‘bionic eye’ scan of an ancient, scorched scroll points to Plato’s long-lost gravesite başlıklı yazıdan çevrilmiştir.